Bilirkişinin Yükümlülükleri Nelerdir?
Bilirkişiye sağlanan hak ve yetkilere karşın onların bir takım yükümlülük altında bulunması da doğaldır. Bu yükümlülükler bilirkişilerin aynı zamanda bir kamu görevi ifa etmesinin de doğal bir sonucudur. Bilirkişilerin bu yükümlülüklerinin neler olduğu HMK ve CMK da dağınık halde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeleri şu şekilde toparlamak mümkündür:
- Görevi kabul yükümlülüğü
- Davete icabet etme ve yemin etme yükümlülüğü:
- Bildirimde bulunma yükümlülüğü:
- Bilime ve fenne uygun beyanda bulunma yükümlülüğü:
- Tarafsız davranma ve görevini özenle yerine getirme yükümlülüğü:
- Sır saklama yükümlülüğü:
- Görevi şahsen yerine getirme yükümlülüğü:
- Zamanında rey ve görüşünü bildirme yükümlülüğü:
a)Görevi kabul yükümlülüğü: Kural olarak hukukumuzda bilirkişilik görevini kabul yükümlülüğü bulunmamakla birlikte resmi bilirkişilerle liste bilirkişilerinin bilirkişiliği kabul yükümlülükleri vardır. Ayrıca, bilirkişilik görevi bir kez kabul edildikten sonra şayet çekinme nedenleri mevcut değilse ya da ilgili konu uzmanlık alanı dışında kalmıyorsa bu kişilerin de bilirkişilikten çekinmeleri mümkün değildir.
Ayrıca, o uyuşmazlığın çözümü bakımından o bilirkişinin rey ve görüşüne mutlaka başvurulması gerekiyor ve bilirkişi de o konuyu bilmeksizin meslek ve sanatını icra edemiyorsa bu kişilerin de bilirkişiliği kabulü zorunludur. Nihayet kendisine başvurulan konu hakkında meslek ve sanat faaliyetini yerine getirmeye resmen yetkili kılınmış olan mühendisler, doktorlar, mali müşavirler gibi kimselerin de bilirkişilik yapması zorunludur
Ancak bilirkişilik görevini kabulle yükümlü olanlar dahi tanıklıktan çekinme nedenlerine veya mahkemece kabul edilebilir başka bir çekinme nedenine dayanarak bilirkişiliği kabulden imtina edebilirler.
b) Davete icabet etme ve yemin etme yükümlülüğü: Bilirkişilik görevini kabule yükümlü bulunanlar ile kabule yükümlü bulunmadıkları halde bilirkişilik görevini kabul edenler mahkemece kendilerine çıkarılan davete icabet ederek, davette gösterilen yer ve zamanda hazır bulunmakla yükümlüdürler. Aksi halde HMK ve CMK da öngörülen disiplin yaptırımları ve cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalırlar.
Bilirkişilik görevini kabul edenler bir de yemin etmek zorundadırlar. Bu yemin liste bilirkişileri bakımından HMK ve CMK da düzenlenmiştir.
Liste dışında atanan bilirkişiler ise, görevlendirildikleri her bir dava ve iş için görevlendiren mahkeme huzurunda ayrı ayrı yemin etmek zorundadırlar.
İster liste bilirkişisi olsun isterse liste dışından bilirkişi atanmış olsun, yemin etme yükümlülüğü olanlar bakımından görevlerini yasalara uygun olarak yapmaları, raporlarını bilimsel verilere uygun olarak objektif ve tarafsız olarak hazırlayacaklarının hakkında çok önemli bir manevi baskı teşkil eder.
c)Bildirimde bulunma yükümlülüğü: Bilirkişi şayet görevlendirildiği alan kendi uzmanlık alanı dışında kalıyor ya da özel ve teknik bilgisi mahkeme tarafından verilen görevi yerine getirmek için yeterli olmuyorsa; ya da tarafsızlığını ve objektifliğini engelleyecek bir takım vakıalar ortaya çıkarsa bu hususu derhal kendisini atayan mahkemeye bildirmelidir. Aksi halde yargılamanın sürüncemede kalmasına neden olunabilir ki, bu husus bilirkişinin hukuki sorumluluğunu doğurabilir. Aynı şekilde bilirkişi görevini ifa edebilmesi için başka bir uzmanın rey ve görüşüne ihtiyacı varsa bu hususu da derhal mahkemeye bildirmelidir.
d) Bilime ve fenne uygun beyanda bulunma yükümlülüğü: Bu yükümlülük çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişinin rey ve görüşüne başvurulmasının da bir gereğidir. Zira bilirkişiye, bu özel ve teknik bilgi kendi uzmanlık alanında var kabul edildiği için başvurulmuştur.
Bilime ve fenne uygun beyanda bulunma yükümlülüğü ayrıca objektif ve tarafsız olma yükümlülüğü ile de sıkı bir ilişki içerisindedir. Bilirkişinin kasten gerçeğe aykırı rapor vermiş olması hem ceza yargılaması hem de hukuk yargılamasında birer yargılamanın iadesi nedeni olarak kabul edilmiştir.
e) Tarafsız davranma ve görevini özenle yerine getirme yükümlülüğü: Bilirkişinin tarafsızlığının sağlanabilmesi için, bilirkişinin taraflarla kişisel, ekonomik veya hukuki anlamda bir bağının olmaması ve ayrıca kendisini atayan hâkime karşı da bağımsız olması gerekir.
Bilirkişinin kendi duygu, düşünce, inanç ve adalet anlayışına karşıda bağımsız olması gerekir. Burada özellikle meslek tesanütü olarak da ifade edilen meslektaşını koruma yaklaşımından da uzak olmalıdır.
Kanun koyucu da özellikle bilirkişilerin tarafsızlığını ve objektifliğini sağlayabilmek için bir takım düzenlemeler yapmıştır. Bunun tipik örnekleri, bilirkişinin reddi, bilirkişinin kendi kendisini reddi, bilirkişinin çekinmesi, bilirkişinin raporuna itiraz edilebilmesi, kasten gerçeğe aykırı rapor vermesi halinde bu hususun bir yargılamanın yenilenmesi yolunun kabul edilmesi, sayılabilir.
Özellikle bilirkişiye yemin verdirilmesi ile objektiflik, tarafsızlık ve görevin özen ve sadakatle yerine getirilmesi beklentisinin pekiştirilmesi amaçlandığı söylenebilir.
f) Sır saklama yükümlülüğü: Bilirkişi görevi sebebiyle veya görevinin devamı sırasında öğrendiği sırları ifşa edemeyeceği gibi bu hususları kendi yararına veya üçüncü kişiler yararına kullanamaz. Bu yükümlülüğe aykırı davranılması resmi bir görev dolayısı ile öğrenilen özel sırların ifşası, TCK anlamında da cezalandırılmayı gerektirir.
g) Görevi şahsen yerine getirme yükümlülüğü: Bilirkişi mahkemece kendine tevdi olunan görevi bizzat yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen veya tamamen başka bir kimseye bırakamaz.
Bilirkişilik görevinin bir başkasına devri ise ancak bilirkişiyi atayan makam tarafından gerçekleştirilebilir. Bilirkişinin bizzat kendisi tarafından yapılan görev devri hiçbir hüküm ve sonuç doğurmadığı gibi, bilirkişiyi sorumluluktan da kurtarmaz.
Şayet bilirkişi inceleme anlamında üçüncü kişinin yardımına ihtiyaç duyuyorsa mutlaka hâkime başvurmalı ve üçüncü kişinin görevlendirilmesi mahkeme tarafından yapılmalıdır.
h) Zamanında rey ve görüşünü bildirme yükümlülüğü: Bilirkişiliği kabul yükümlülüğünün doğal bir sonucu olarak, o görevin gereğini zamanında yerine getirmektir. Bu görevin gereği kendisine başvurulan konuda rey ve görüşünü zamanında ve görevlendirmenin kapsam ve sınırlarına uygun olarak mahkemeye rey ve görüşünü beyan etmektir. Bilirkişiler rey ve görüşlerini mahkemeye yazılı olarak sunabilecekleri gibi sözlü olarak da sunabilirler.
7,056 total views, 2 views today